Ünlü Mona Rosa isimli şiirin şairi olan Sezai Karakoç sevgilisi Muazzez Hanım için yazmıştır bu şiiri . Şiirin ilk harfleriyle bu isim çıkayor zaten . Sezai Karakoç Muazzez AkkayaMuazzez Akkaya Kimdir?Orta okul mezunu memurlardan Hamid Akkaya ile Fitnat Hanım’ın kızıdır. 1930’da Geyve’de doğdu. 1949’da Kandilli Kız Lisesi’ni “Pekiyi” derecede bitirdi. S.B.F.’nden mezuniyetini müteakıb, Maliye Bakanlığı stajyer Memurluğuna tayin edilerek Devlet hizmetine girdi. Nisan 1955’te Karayolları Genel Müdirliği, Ağustos 1955’te tekrar Maliye Bakanlığı, Mart 1957’de Devlet Su İşleri Gn. Müdirliği Teşkilatlarında Memurluklara girdi. Bu arada Ankara Hukuk Fakültesi’nde fark sınavı verip sertifika aldığından, Ocak 1960’da Maliye Bakanlığı Hazine Avukat stajyerliğine, sonra Avukatlığına getirildi. Eylül 1964’de Eşi
Orhan Giray’ın Tel-Aviv Mali Müşavirliğine nakli üzerine memuriyetten ayrılıp Tel-Aviv’e gitdi. 1967’de yine eşiyle birlikte Yurd’a dönüp avukatlığa başladı. Halen (Mart 1970) Ankara Barosu’na kayıldı avukatlık yapmaktadır. 7 Kasım 1958 Cuma günü S.B.O. 1944 yılı (2602 Sıra Numaralı) mezunlarından
Orhan Giray ile evlendi; 9.6.1959 doğumlu
Ayşegül Giray, 24.3.1961 doğumlu Ela Meral Giray adlarında 2 kızı ile 4.4.1967 doğumlu İhsan adında 1 oğlu vardır (1970). İngilizce bilmektedir.
Sezai Karakoç Kimdir?Yasin Karakoç ile Emine Hanım’ın oğludur. 1933’te Ergani’de doğdu. 1950’de Gaazi Anteb Lisesi’ni bitirdi. S.B.F’nden mezuniyetini müteakıb, 30.11.1955’te Maliye Bakanlığı stajyer memurluğuna tayin edilerek Devlet hizmetine girdi. 11.1.1956’da, açılan sınavı kazanıp, Maliye Müfettiş Muavinliğine atandı. 3.2.1959’da Gelirler Kontrolörlüğü’ne nakledildi. 1.7.1960’da silah altına alındı; 30.12.1961’de yedek teğmen rütbesiyle terhis edildi ve Gelirler Kontrolörlüğüne döndü. 21.6.1965’te görevinden ve memuriyetten istifaen ayrıldı. Tamamen yazarlık ile uğraşmaya başladı. Bir süre Yeni İstanbul Gazetesi’nde fıkra yazarlığı yapdı. 1955’de “Şiir Sanatı”, 1961’de “Diriliş” adlarında 2 dergi çıkardı. Her ikisi de ikişer sayı çıktıktan sonra kapandı. 1966’da “Diriliş Dergisi”ni yeniden yayınlamaya başladı. Bundan sonraki durumuna dair yapılan bütün araştırma ve soruşturmalardan olumlu bir sonuç alınamadı. Elde edilen bir posta kutusu adresine gönderilen 5 mektuba da cevap vermek nezaketini ve izanını göstermedi.
Prof. Mehmed Kaplan, hakkında şunları yazmışdır: “O’nu umumi bir ideoloji veya temayüle bağlamak istersek; Dindar ve muhafazakar zümreye sokabiliriz. Karakoç, Cumhuriyet Devri’nde birbiriyle çatışan (sağ-sol) iki asli temayül’ün ikisinden de ayrı, kendisine has bir yol tutmuştur.”
Cemal Süreya: “Karakoç, Hayber’i (kalesini) yer altı sularıyle kuşatmak istiyor. Bunu yaparken Kale’nin etrafındaki hendeğin sularından da yararlanıyor.”
Ece Ayhan: “Sezai’de bir düş kamerasıyle çekilmiş izlenimi veren imajlar daha başat’dır.”
Rasim Özdenören: “..O, şiirimizde yeni bir mistisizm’in habercisi olarak geliyor.” demektedirler